O, yapıcı, ıslah edici bir ihtiras, heves sahibi olan tabi bir sanatkardı. Piyesleri de sanatkarla, ahlakçı arasındaki uzun, bitmez tükenmez mücadelelerin birer aynasıdır. Bir sanatkar, bir nesir üstadı gibi eser yarattığını sezdiği zamanlar, Shaw yalnız bir sanatkar, bir amatör olmuş olmak korkusuna tutuluyordu. Lisana, şahane bir surette hakim olmanın zevkini pek iyi tadan büyük üstat, bu bağışının, dinleyicilerini ciddileştiren, aptala çeviren bir uyku ilacı yerine geçmesinden ürküyor, böyle bir tehlikeden şüpheye düşer düşmez de, kendi ifadesi ile ' Derhal yazılarına bir nükte, bir şaka anlamı katarak ciddi insanları tüneklerinden aşağıya yuvarlıyordu.'

Sormak, anlamak...nedir?...Sorgusunun anahtar ile belki bütün içtimai ahlaki sırları açmak...
Shaw ilk piyesi,' Windower's Houses' dir. Yazar bu eserini William Archer ismindeki bir arkadaş ile birlikte yazmaya başladı, fakat sonuncusunun işi yarıda bırakması üzerine, müsvetteleri bir kenara atarak, yedi sene eline almadı. Sonra ani bir gayretle işe sarılıp piyesi bitirerek 1892 senesinin nihayetlerine doğru Independent Thestre (Müstakil tiyatro) da oynattı. Eseri J.T. Grein sahneye koydu. 1898 yılında Shaw ın ilk tiyatro dizisi iki cilt olarak çıktı: (Plays, Pleasant and Unpleassant) Windowers Houses piyesini tavsif etmek lazım gelirse, buna piyes haline konulmuş bir 'iktisadi eser'dir, diyebiliriz. İçindeki kişilerin hepsi kasten riyakar ve hilebaz olarak gösterilmiştir. Kahramanlarından Trench cahil bir santımantalist Blanche Sortorians da, hafif bir akli dengesizliği olan oynak bir kadındır. Eser canlıdır. Fakat esas dah ziyade yazarın port parollüğünü eder, yani onun düşündüğü gibi düşünür, onun hislerine tercüman olurlar. Shaw ın çizdiği hayal etme gücü kıt, latifeden anlamaz İngiliz Trench ve diğer piyeslerindeki öteki kahramanlar eleştirmenlerin aşırı derecede tenkitlerine maruz kalmamakla beraber üstün bir vasfı haizdirler ki, bu da hepsinin Shaw ın hayal etme gücünden çıkmış, kendi paratifi olmalarıdır. (Unpleasant Plays) daki üç piyesin kahramanlarının hepsi, baş kuklacı tarafından idare edilmelerini bekleyen kuklalardır. Halbuki (Pieasant Plays) dizilerinde iş değişmektedir. You Cannever tell (bilinmez ki) piyesindeki uşak William harikulade şahsiyetleşmiş bir tiptir. (He Mou Armsand) daki Bluntschli nin tek başına piyesi sürükleyip götürmekte, Candida nın ekser tipleri devrin en muvaffak olmuş piyes kişileri numuneleridir.
Bu iki diziyle, bunu (1901) de takip eden Puritan lara mahsus üç piyesi (Three Plays for Puritans) da Shaw sanat aşiftesinin kolları arasında çırpınan vaizi andırmaktadır. Vaizin biricik dileği, emeli fikirlerini ve inanışlarını etrafa duyurmak, yaymaktır. Halbuki dramcı sanatkarın başka arzuları vardır. Eninde sonunda, vaiz, her ne kadar ayakta tutunabildiyse de 'yalnız ve yalnız edebiyat' büyüsü ile de mütemadiyen savaşmak mecburiyetinde kaldı. Shaw 1903 de Man end Suferman ı (İnsan ve insan avı) neşrettiği zaman artık tam ve olgun bir piyes yazarı halini almıştı. Çıraklık günleri geçmiş, tiyatronun aradığı, istediği bir unsur olmuştu. (İnsan ve insan üstü) piyesinde fikirler, tiplerden daha ziyade canlıdır ve akılda kalır. Sahne tertibatı ile alakası pek azdır. Yazar tarafından bir komedi ve bir felsefe diye vasıflandırılan bu eserde, Shaw ın insan ırkının necat yolunu gösteren ilk belli başlı inançlar perçinlenmiştir. Yazarın fikirce necat yolu, itaatle başlar ve 'hayat kudretinde' sona erer. Bu öyle bir kuvvettir ki insanların kalbinde çalışarak, onları daha iyi ve daha tam bir hayata doğru sürüklemeye gayret eder. Daha sonraki piyeslerinde Shaw bu ' hayat kudreti' tabirini 'iradei ilahiye' manasında kullanmıştır. (Heartbreak 1919) (Huse 1921) Back to Methuselah isimli eserlerde hep bu 'hayat kudreti' formülünün türlü türlü ifade ve oluşumlarını görürüz. Kendine has bir felsefe veyahut din güden Shaw, piyeslerinde bu inançlarını ince çeşnili bir mizah, keskin bir zeka, usta bir kelime cambazlığı üçgeni içinde bize telkin eder.
Bernard Shaw ın dramcılık kudret ve ustalığını 1904 de yazdığı John Bsell in Other Island (con bol ün diğer adamı) isimli piyesinde alkışlayabiliriz. Bu eser, yazarın tiyatro sahasındaki köklü kabiliyet ve insan gücünü, lisana olan hakimiyetini, üslup ve nesir üstatlığını, tipleri yaratma kudretini, sahne tertibatı bilgisini göstermek bakımından, en değerlilerden biridir. Saint Joan ( Jan dark 1924) ve The Doktor's Dilemma (Doktorun muamması 1906) nı bu yönden yabana atamayız. Yalnız, bir sahnesinde üç kişinin bir araya gelip bir tek harekette bulunmaksızın sadece yarım saat durmadan konuştuğu (Jan Dark) piyesini acaba bizim seyircilerimiz beğenir ve İngiltere de, Amerikada ki kadar çoşkunlukla alkışlar mı, doğrusu şüpheliyim.
İngiliz edebiyat dünyasının büyük hicivcisi, dram aleminin en büyük üstadı olan Bernard Shaw, bugün 87 yaşında olmasına rağmen daha hala yazmakta, paradoksalda görünse söz ve fikirleri ile bütün çevresini tesiri altında bırakmaktadır. En son piyesi Geneva ( Cenevre) dir. Daha ziyade zamanımızın siyasi şahsiyetlerini hiciv eden bir eserdir.
İbrahim Hoyi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder